EŞİ VE ÇOCUKLARIYLA BİRLİKTE MUTLU BİR HAYAT YAŞARKEN BİR ANDA TUTSAK OLDU.
2012 yılında ABD'ye yerleşen Vedat Bayrakdar, eşi ve çocuklarıyla birlikte mutlu bir hayat kurmuştu. Ancak bir yakınının düğünü için Türkiye'ye geldiklerinde, vizesinin yenilenmesini beklerken 15 Temmuz sonrası yaşanan olaylar onun hayatını tamamen değiştirdi. Din dersi öğretmeni olan Bayrakdar, asılsız ihbarlarla tutuklandı. Ardından 9 yıl 6 ay 15 gün ceza alarak hapishaneye gönderildi.
CEZAEVİNDE KANSERE YAKALANDI.
Tokat T Tipi Cezaevi'nde geçirdiği altı yıl boyunca birçok hastalıkla mücadele etti ve defalarca ameliyat oldu. Kasım 2022'de tahliye edilse de Şubat 2023'te lenfoma kanseri teşhisi konuldu. Bu haber, onu derinden etkiledi. Vedat Bayrakdar, yıllardır ailesinden uzakta yaşamanın acısını çekiyordu ve iyileşebilmesi için moralinin yüksek olması gerektiğini doktorlar defalarca vurgulamıştı.
Ancak yurt dışı yasağı, onun moralini alt üst etti. Vedat Bayrakdar'ın eşi, DEM parti milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'na gönderdiği bir mesajda, yasağın kalkması için açtıkları davanın lehlerine sonuçlandığını ancak eşinin bu müjdeli haberi alamadan hastane odasında vefat ettiğini dile getirdi. Hastane odasında, ailesinden uzakta, yoğun bakımda geçen günlerin ardından 6 Şubat 2024'te Vedat Bayrakdar yaşamını yitirdi.
GERİDE, İKİ EVLAT VE BÜYÜK BİR ÖZLEMLE KENDİSİNİ BEKLEYEN ACILI BİR EŞ BIRAKTI.
Geride, dokuz yıldır hasretle bekleyen iki evlat ve büyük bir özlemle bekleyen eş bıraktı. Vedat Bayrakdar, boş iddialarla yıllarca hapis yatırılan, hak etmedigi cezayı çekmiş biriydi. Ancak neden hala yurt dışı yasağı kaldırılmamıştı, bunu anlamak mümkün değildi. Eşinin ardından kalanlar, yıllardır süregelen hukuksuzlukların ve adaletsizliğin acı birer örneğiydi.
Vedat Bayrakdar'ın hikayesi, Türkiye'deki adaletsizlik ve zulmün acı bir örneğidir. Erdoğan rejimi, keyfi olarak insanların temel haklarını ihlal ederken, hukuku ve adaleti ayaklar altına almıştır. Masum insanlar haksız yere tutuklanmakta, hukuksuz yargılamalara maruz kalmakta ve hatta hayatlarını kaybetmektedir. Bu zorbalık ve baskı rejimi, insanların yaşam hakkını gasp ederken, temel insan haklarını yok saymaktadır. Vedat Bayrakdar gibi birçok insanın yaşadığı acılar, Türkiye'deki otoriter yönetimin vahşi yüzünü ortaya koymaktadır. Bu adaletsizliğe son vermek ve hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmek için mücadele etmek, Türkiye'nin demokratik geleceği için hayati öneme sahiptir.
Social Plugin