Ömer Faruk Gergerlioğlu öncülüğünde Vicdan Vakfı kuruldu.

Dem Parti Kocaeli Milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu vakıf kurdu. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün Resmî Gazete'de yer alan duyurusuna göre, kısa adı Vicdan olan "Vicdan Vakfı" Ankara merkezli olarak faaliyet gösterecek.

Son yıllarda siyaset sahnesinde önemli bir figür olarak yükselen Ömer Faruk Gergerlioğlu, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda insan hakları savunucusu olarak da tanınıyor. 28. dönem DEM Parti Kocaeli milletvekili olarak görev yapan Gergerlioğlu, cesur ve kararlı tutumuyla ülkenin çeşitli insan hakları sorunlarına dikkat çekiyor, çözüm yolları arıyor ve toplumda farkındalık yaratıyor.

“Vakıf adalet ve insan hakları konusundaki hassasiyetiyle dikkat çekiyor”
Son dönemde, ülkenin gündeminde umut verici bir gelişme olarak ortaya çıkan konulardan biri de Gergerlioğlu’nun kurmuş olduğu Vicdan Vakfı oldu. Bu vakıf, ülkemizdeki insan hakları ihlallerine karşı mücadele etmeyi ve her kesimden mağdurlara ayrım yapmaksızın destek olmayı amaçlıyor. Vicdan Vakfı’nın web sitesinde belirtildiğine göre, vakıf adalet ve insan hakları konusundaki hassasiyetiyle dikkat çekiyor ve ülkenin özlem duyduğu demokratikleşme sürecine katkı sağlıyor. Ayrıca, Vicdan Vakfı’nın web sitesinde, vakfın kuruluş amacı, hedefleri ve yaptığı çalışmalar hakkında detaylı bilgilere ulaşılabiliyor.

“Soru önergelerinin %73’üne cevap alabildi”

Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun siyasi duruşu de oldukça güçlü bir şekilde ilerliyor. Bir önceki dönemde de olduğu gibi, 14 Mayıs 2023 seçimlerinden sonra mecliste önemli bir rol oynayan Gergerlioğlu, çeşitli bakanlıklara 1454 soru önergesi sunarak ülkenin çeşitli kritik sorunlarına dikkat çekti. Ancak bu önergelerin bir kısmına cevap alamadığı bilinse de yılmadan verdiği mücadele sonucunda, soru önergelerinin %73’üne cevap alabilmiş durumda. Bu durum, ülkede açık ve şeffaf bir siyasi ortamın olmadığını bir kez daha gözler önüne seriyor.

İşçi hakları ve sosyal güvenlik sistemi

Gergerlioğlu, 2024 yılında meclis bütçe görüşmelerinde de etkili bir şekilde rol aldı. Özellikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na yönelik sorduğu sorular ve gündeme getirdiği konular, ülkenin işçi hakları ve sosyal güvenlik sistemi hakkında toplumda önemli bir farkındalık yarattı.

Cezaevi ve hastane ziyaretleri
Sadece siyasi arenada değil, Gergerlioğlu aynı zamanda toplumla da sürekli etkileşim halinde. 38 ÖFG TV programında çeşitli konuları ve konuklarıyla bir araya gelerek önemli insan hakları meselelerini tartıştı. Ayrıca basın toplantıları, cezaevi ve hastane ziyaretleri gibi etkinliklerle toplumun farklı kesimlerine ulaşmaya çalıştı ve onların sorunlarını dinledi.

“KHK ihraçlarının yarattığı mağduriyet”
Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun insan hakları ve adalet mücadelesi, ülkede demokrasi ve hukukun üstünlüğü idealine olan özlem ve ihtiyacın bir yansıması olarak görülüyor. Ancak bu mücadelede karşılaştığı zorluklar da göz ardı edilmemeli. KHK ihraçlarının mağduriyeti ve insan hakları savunucularına yönelik baskılar gibi sorunlar, Gergerlioğlu’nun mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Demokratikleşme

Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun insan hakları alanındaki kararlı duruşu ve siyasi faaliyetleri, ülkenin mutlak ihtiyacı olan demokratikleşme sürecinde önemli bir rol oynuyor. Vicdan Vakfı gibi girişimleri ve meclis çalışmalarıyla ülkenin insan hakları ve adalet alanındaki sorunlarına dikkat çekiyor ve çözüm önerileri sunuyor. Bu nedenle, Gergerlioğlu’nun insan hakları mücadelesi coğrafyamızın demokratikleşmeye duyduğu özlem ve ülkenin geleceği için umut verici bir işaret olarak değerlendirilebilir.

Ayrıca, ülkede son yıllarda yaşananlar her geçen gün daha da kötüye giderek endişe verici boyutlara ulaşmış durumda. Hukukun üstünlüğü ilkesinin ihlal edilip adaletin felç edilmesi, basın özgürlüğünün kısıtlanması, insan hakları savunucularının baskı altına alınması ve masumların Saray Rejimi tarafından mahkûm ettirilmesi gibi durumlar, ülkenin demokratik yapısının ciddi şekilde sarsıldığını gösteriyor. Saray Rejimi tarafından sık sık uygulanan baskılar, uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından da eleştiriliyor ve ülkenin demokratikleşme sürecine zarar veriyor. Bu nedenle, ülkede yaşanan bu endişe verici gelişmelerin yakından takip edilmesi ve uluslararası toplumun bu konuda daha fazla müdahale etmesi, eşitlik, insan hakları ve demokrasi savunucularını ise daha etkili bir şekilde desteklemesi gerekiyor.