Güncel Haberler

6/recent/ticker-posts

Rejiminin Gölgesinde Kanunsuz Yükseliş: Derince, Safiport Skandalı

 




Ankara – Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde geçtiğimiz günlerde yankılanan bir konuşma, Erdoğan rejiminin çevre katliamlarına ve kanun tanımazlığına verdiği desteği bir kez daha gözler önüne serdi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Derince Körfez Kıyısında yer alan Safiport Limanı'nın "Maşallah ada olmuş" diyerek hukuka aykırı bir şekilde genişletilmesini sert sözlerle eleştirdi. Gergerlioğlu'nun iddiaları, Hakan Safi ve Safi Holding'in Erdoğan rejimine sırtını dayayarak nasıl pervasızca hareket ettiğini ve ülkenin kaynaklarını yağmaladığını açıkça gösteriyor.

Bir Limandan Öteye: "Ada Olmuş" Bir İşgal

Milletvekili Gergerlioğlu, konuşmasında Safiport Limanı'nın deniz kıyısını 450 metre işgal ettiğini belirtti. Bu durum, sadece bir genişleme değil, aynı zamanda halka ait olan denizin özel bir şirket tarafından gasp edilmesi anlamına geliyor. Gergerlioğlu, Limanlar Kanunu'nun 5. maddesinin "Deniz kıyısına kazık çakamazsın, genişletemezsin" hükmünü açıkça hatırlatarak, Hakan Safi'nin bu yasal düzenlemeyi hiçe saydığını vurguladı. Limanlar Kanunu'nun 5. maddesi, kıyıların korunması ve kamu yararına kullanımı için temel bir güvence sağlarken, Safiport'un bu maddeyi nasıl pervasızca ihlal ettiği gözler önüne seriliyor.

Murat Kurum'dan "İş Bağlama" İddiası ve Derince Belediyesi'nin Direnişi

Gergerlioğlu'nun konuşmasının en çarpıcı noktalarından biri, Hakan Safi'nin dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'dan "işi bağladığı" iddiası oldu. Milletvekili, Bakan Kurum'un bu yapının ruhsata tabi olmadığını söylediğini aktarırken, Derince Belediyesi'nin tam tersi yönde hareket ettiğini de ifşa etti. Derince Belediyesi'nin Safiport'ta 8 ruhsatsız yapı tespit ederek 150 milyon lira ceza kestiği bilgisi, Erdoğan rejiminin merkeziyetçi ve yandaş kayırmacı politikalarına rağmen yerel yönetimlerin bu hukuksuzluğa karşı duruşunu gösteriyor. Ancak Gergerlioğlu'nun dediği gibi, "Hakan Bey'in sırtı sağlam, işi halletmiş. Ondan sonra yola devam ediyor". Bu durum, ülkedeki adalet sisteminin ve hukukun üstünlüğünün yandaşlar lehine nasıl ayaklar altına alındığının acı bir kanıtıdır

Genişleme Hırsı ve Halkın Çilesi: "Üç Kat Büyüteceğim" İddiası

Hakan Safi'nin "Çok güzel karlar ediyoruz" diyerek "üç kat büyüteceğim" hedefini dile getirmesi, şirket sahibinin çevreye ve halka verdiği zararı umursamadığını gözler önüne seriyor. Gergerlioğlu'nun "Vallahi karşı kıyı Gölcük'e varacak" sözleri, bu pervasız genişlemenin Kocaeli Körfezi'nin ekolojik dengesini ve kıyı şeridini nasıl yok edeceğini gözler önüne seriyor.

Bu genişlemenin halk üzerindeki etkileri ise katbekat ağır. Gergerlioğlu, liman otoyol projesinin 20 yıldır Kocaeli'ne yapılmadığını ve binlerce tırın şehir içinde trafik çilesi ve kazalara neden olduğunu belirtti. Bu durum, "Hakan Bey çok para kazansın diye" halkın mağdur edildiğini gösteriyor.


Erdoğan Rejimi ve Çevre Felaketi

Milletvekili Gergerlioğlu'nun "İklim mi bıraktınız ki iklim kanunu konuşalım" sözleri, Erdoğan rejiminin yıllardır sürdürdüğü çevre düşmanı politikaların acı bir özetidir. Hava, toprak, su, deniz, her şeyin "hamudu ile yutulduğu" bu düzende, Safiport vakası sadece buzdağının görünen bir parçası. Erdoğan rejiminin, yandaşlarına sağladığı sınırsız imkanlarla ülkenin doğal varlıklarını ve gelecek nesillerin yaşam alanlarını nasıl talan ettiğini bu örnek bir kez daha kanıtlamıştır.

Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun konuşması neticesinde ortaya çıkan bu durum, birden fazla kanun ve yönetmeliğin ihlal edildiği şüphesini güçlendirmektedir:

  • Limanlar Kanunu Madde 5: Milletvekilinin de belirttiği gibi, deniz kıyısına izinsiz kazık çakılması ve genişletme yapılması bu maddeye aykırıdır.
  • İmar Kanunu: Ruhsatsız yapılaşma iddiası, İmar Kanunu'nun ilgili hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir. Derince Belediyesi'nin kestiği ceza da bu durumu doğrulamaktadır.
  • Çevre Kanunu: Deniz ekosisteminin işgal edilmesi ve kimyasal tankların genişlemesi gibi iddialar, Çevre Kanunu'nun ve ilgili yönetmeliklerin kıyı ve deniz kirliliğinin önlenmesi, biyoçeşitliliğin korunması gibi maddelerine aykırılık taşımaktadır.
  • Kıyı Kanunu: Kıyıların kamuya açık ve serbestçe kullanılması prensibine aykırı olarak yapılan işgaller, Kıyı Kanunu'nun ihlali anlamına gelmektedir.

Hakan Safi ve Safi Holding'in bu hukuksuzlukları Erdoğan rejiminden aldıkları güçle gerçekleştirdiği açıktır. Milletvekili Gergerlioğlu'nun da altını çizdiği gibi, "Hakan Safi sırtını saraya dayayarak paralar kazanacak". Bu durum, Türkiye'de hukukun ve adaletin, iktidarın çıkarları doğrultusunda nasıl eğilip büküldüğünün trajik bir örneğidir. Ülkenin geleceği, bu tür kanunsuzluklara dur denilmedikçe daha büyük felaketlere sürüklenecektir.