Türkiye, son yıllarda iç politikada büyük bir kriz sarmalına saplanmış durumda. Ekonomik belirsizlik, işsizlik, yolsuzluk, çökmüş adalet sistemi ve yüksek enflasyonun halk üzerindeki yıkıcı etkisi her geçen gün artarken, anayasa değişikliği tartışmaları ve yargı bağımsızlığı gibi temel meseleler iktidarın beceriksizliğini ortaya çıkaran sorunlar arasında yer alıyor. Ancak Erdoğan rejimi, kendi başarısızlıklarını gizlemek için her fırsatta dış politikaya sığınıyor ve sahte tehdit algıları yaratarak gündemi saptırmaya çalışıyor. NATO üyesi Türkiye’nin, İsrail gibi bölgesel bir aktörden tehdit algısı yaratmasının ne denli gerçekdışı olduğu ortada iken, bu noktada sorulması gereken en önemli soru şu:
Hükümet neden tam da ekonomik ve siyasi kriz derinleşirken İsrail’i Türkiye’nin ana gündemi haline getirdi?
Erdoğan rejiminin izlediği bu strateji, dikkatleri ülkedeki gerçek sorunlardan uzaklaştırmayı, yani her zamanki gibi halkı kandırmayı amaçlıyor. Adalet sistemi, ekonomi çökmüş, halk yoksullaşıyor ve iktidar çözüm üretmekte aciz kalıyor. Ancak bu gerçekler gölgelenmeli! İsrail tehdidi gibi yapay gündemlerle toplumun dikkatini dağıtmak, Erdoğan’ın uzun süredir başvurduğu ucuz ve etik dışı bir taktik. Erdoğan, içerideki çöküşü unutturmak için sürekli dış düşmanlar yaratmaya çalışıyor. Bugün İsrail, yarın bir başka ülke; ama asıl sorun hep göz ardı ediliyor: Türkiye’nin içindeki yönetim krizleri.
Ülkenin asıl gündeminde ekonomik çöküş ve anayasal problemler varken, İsrail tehdidi gibi bir gündem oluşturmak yalnızca iktidarın çaresizliğini gösteriyor. Hükümetin uzun süredir dış tehditleri öne çıkararak içerideki başarısızlıklarını örtbas etme çabası, halkın temel ihtiyaçlarını ve sorunlarını göz ardı ediyor. Erdoğan rejimi, dış politikayı iç siyasette bir koz olarak kullanma alışkanlığından vazgeçmiyor.Ancak İsrail tehdidi üzerinden yaratılmaya çalışılan bu algı operasyonu, Türkiye’nin güvenlik ve savunma açısından bir kaygısı olmadığını bilenlerin gözünde artık inandırıcılığını yitirmiş durumda. Türkiye, NATO üyesi bir ülke olarak, zaten güçlü bir uluslararası güvenlik ağına sahip. Buna rağmen, İsrail gibi bir bölgesel aktörden gelen tehditleri abartmak, aslında hükümetin içeride yaşadığı çıkmazları gizleme girişiminden başka bir şey değil.
Gerçek şu ki, Erdoğan rejimi, içinde bulunduğu bataklıktan çıkamıyor ve bunu halktan gizlemek için sahte tehditler üretiyor. İsrail tehdidi gibi yapay gündemler yaratmak, toplumun gözlerini esas sorunlardan uzak tutmayı amaçlayan çirkin bir strateji olarak kullanılıyor. Fakat ne kadar gizlemeye çalışırsa çalışsın, Türkiye'nin gerçek problemi, hükümetin kendi başarısızlığı ve iç politikadaki çöküşüdür. Bu çöküşü durdurmanın yolu ise dışarıda düşman aramaktan değil, içeride çözümler üretmekten geçiyor.
Social Plugin