New York Belediye Başkanı Eric Adams'a yönelik suçlamalar, ABD'deki en büyük şehir yönetimlerinden birini sarsan geniş çaplı bir yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının sonucunda kamuoyuna duyuruldu.
FBI'ın bir yıldan uzun süredir yürüttüğü soruşturma kapsamında, Adams’ın Türk hükümeti ve bazı Türk şirketleriyle olan yakın ilişkileri ve bu ilişkilerdeki usulsüzlükler detaylandırıldı. Bu olay, Erdoğan yönetimindeki Türkiye'nin uluslararası yolsuzluk skandallarındaki rolünü bir kez daha gündeme getiriyor ve Erdoğan yönetiminin yolsuzluklarla olan bağlantılarının Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar uzandığını gözler önüne seriyor.
İddianamenin Detayları
ABD Güney New York Bölgesi Savcılığı tarafından açıklanan 57 sayfalık iddianamede, Adams’ın 2014 yılından bu yana Türkiye'den gelen çeşitli hediyeler ve kampanya bağışları karşılığında yetkilerini kötüye kullandığı iddia ediliyor. Savcılar, Adams’ın 2021 belediye başkanlığı seçim kampanyası sırasında Türk hükümeti ve iş insanlarından yasadışı bağışlar aldığını ve bu bağışları gizlemek amacıyla ABD vatandaşları üzerinden sahte bağış düzenekleri kurduğunu belirtiyor. Bu yasadışı fonlar, Adams’ın seçim kampanyasında kamu finansmanı almasına olanak tanıyan 10 milyon dolarlık ek kaynaklara ulaşmasını sağladı.
New York Bölgesi Savcılığı tarafından açıklanan 57 sayfalık iddianame.
ABD Güney New York Bölge Savcısı Damian Williams, iddialar doğrultusunda şu açıklamayı yaptı:
New York Belediye Başkanı Eric Adams, bu şehrin en üst düzey seçilmiş yetkilisi olarak ve öncesinde Brooklyn Belediye Başkanı olarak görev yaptığı dönemde rüşvet almak ve yasadışı kampanya bağışları toplamak için yetkisini kötüye kullanmıştır. İddialara göre, Adams, yabancı uyruklu kişilerden uygunsuz ve yasadışı faydalar sağlamış, buna yangın güvenliği denetiminden geçmemiş bir Manhattan gökdeleninin açılmasına izin vermek de dahildir. Adams, çıkarlarını koruduğu kişiler arasında yabancı bir yetkili de bulunmasına rağmen, halkının çıkarlarını geri plana atmıştır. Biz ve FBI ile DOI’deki ortaklarımız, bu şehirde nerede olursa olsun yolsuzlukların peşine düşmeye devam edeceğiz; özellikle bu yolsuzluklar, demokratik sistemimize yasadışı yabancı etki yoluyla zarar verdiğinde.
İddianameye göre Adams, sadece kampanya bağışlarıyla sınırlı kalmayıp, Türkiye hükümeti ve iş insanları tarafından kendisine sunulan lüks seyahatler ve konaklamalardan da faydalandı. Özellikle İstanbul'daki St. Regis otelinde iki gece konaklaması için sadece 600 dolar ödemiş, oysa bu konaklamanın gerçek değeri 7.000 doların üzerindeydi. Türk Hava Yolları ile sık sık seyahat eden Adams, Türkiye'nin çıkarlarına hizmet eden birçok faaliyet içerisinde bulunarak, özellikle New York’taki 36 katlı yeni Türkiye Konsolosluğu’nun açılışını hızlandırmak için baskı uyguladı. Bu bina, yangın güvenliği denetimlerinden geçememesine rağmen, Adams’ın baskıları sonucu 2021 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti öncesinde açıldı.
Erdoğan Rejiminin Kirli İlişkileri
Bu suçlamalar, Erdoğan rejiminin uluslararası düzeyde ne denli güçlü bağlantılara sahip olduğunu ve Türkiye'nin yabancı yetkilileri kendi çıkarlarına hizmet ettirecek şekilde etkileyebildiğini gösteriyor. Türkiye'nin ABD'deki siyasi figürlerle olan bu tür ilişkileri, Erdoğan hükümetinin uluslararası arenada yolsuzlukla olan bağlarını daha da pekiştiriyor. Özellikle Adams’ın, Türk yetkililerle olan ilişkilerini derinleştirerek onların taleplerine boyun eğmesi, Türkiye'nin şeffaflıktan yoksun yönetim yapısına dair önemli ipuçları veriyor. Adams, yangın güvenliği gibi kamu sağlığını tehdit eden meselelerde bile Türkiye’nin çıkarlarını önceliklendirmiş, bu da Türkiye'nin iç ve dış siyasette şeffaflık eksikliğini ve yolsuzluğa bulaşmış yapısını gözler önüne seriyor.
"Türkiye'nin Gerçek Dostu"
Adams’ın Türkiye ile olan bu sıkı ilişkileri, bir Türk diplomat tarafından kendisine “Türkiye'nin gerçek dostu” olarak nitelendirilmesine yol açtı. Bu ifade, Türkiye'nin Adams üzerinde ne denli etkili olduğunu açıkça gösteriyor. Adams, ayrıca Türk hükümetine karşı düşman olarak görülen bir Brooklyn topluluk merkeziyle bağlarını koparmak için de harekete geçti ve diplomatlarla bu konuda işbirliği yaptı. Bu tür faaliyetler, Erdoğan yönetiminin ABD gibi güçlü ülkelerde bile nüfuz sahibi olabilmek için yasadışı yöntemlere başvurabildiğini gösteriyor.
Bu suçlamalar, Eric Adams’ın siyasi kariyerini ciddi şekilde tehdit ediyor. 2025'te yeniden seçilme planları olan Adams, Demokrat Parti içinde ciddi bir muhalefetle karşı karşıya kalmış durumda. Özellikle ABD Temsilciler Meclisi üyesi Alexandria Ocasio-Cortez ve diğer Demokrat politikacılar, Adams'ın istifasını talep ediyor. Diğer yandan, Erdoğan rejimi de bu suçlamaların Türkiye'nin uluslararası itibarı üzerindeki olumsuz etkileriyle yüzleşmek zorunda kalabilir.
Erdoğan’ın Yolsuzlukları ABD’ye Sıçradı!
Bu olaylar, Erdoğan rejiminin yolsuzlukla derin bağlantılarını ve Türkiye'nin dış politikada ne denli etik dışı yöntemler kullandığını bir kez daha kanıtlamaktadır. Türkiye'nin uluslararası siyasette yolsuzluğa bulaşmış bu tür ilişkilerle varlık göstermesi, ülkenin dünya çapında daha fazla izolasyona maruz kalmasına yol açabilir. Özellikle ABD gibi ülkelerdeki bu tür skandallar, Erdoğan rejimine karşı daha sert yaptırımların gündeme gelmesine neden olabilir.
New York Belediye Başkanı Eric Adams’a yönelik bu suçlamalar, Erdoğan rejiminin uluslararası yolsuzluk ağıyla ne denli iç içe olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, hem Türkiye'nin uluslararası arenadaki itibarını zedelerken hem de Amerika'da daha geniş çaplı siyasi ve hukuki sorunlara yol açabilir.
Social Plugin